
Bütün bu abuk subuk iddiaların sonucu başta Üstad’ın talebeleri olmak üzere herkesin mollaya biat etmesini istediler, kimse kale almayınca başta Üstadın talabeleri olmak üzere bütün Nur talebelerini önce tenkit ettiler, sonra tekfir derecesinde zem ettiler. Birde molla derslerde Risale-i Nur yerine kendi kitaplarının okunmasını taleb etti ben ve birkaç kişi karşı çıkınca olmadı, yayınevinin başındaki adam olarak bunu kabul etmemek mollaya çok ağır geldi.
Mollanın niyetini bilmem ama ben zaruri bir ihtiyaç olarak gördüğüm için cihad ve zekat konularında eser yazılması gerektiğini bellirtim. Çünkü Fetö ve benzeri yapılar artık cihadın bittiğini iddia ediyorlardı ve bunada Üstad hazretlerinin birkaç cümlesini bağlamından koparıp delil getiriyorlardı. Fetö, ve daha başka guruplar dernek ve vakıflarına zekat topladıkları gibi fakirlere verilenin boşa gittiğini söylemeye başladılar, bu konuların İslam fıkhına göre izahı elzem olmuştu. Birde İsa (as) nuzulu anası, babası belli birçok kişi için İsa (as) denildi veya nuzulun bedeni olacağı inkar edilmeye başlandı.
Bana göre yayınevinin yüz akı sayılacak üç temel kitab yayınladık, birisi Zekat hakkında diğeri Cihadla alakalı diğeri nuzulu İsa (as) idi. Zekatla alakalı olan 69 fasıldan oluşuyordu. Cihad’la alakalı olan 53 bölümden müteşekkildi. Zekat, Cihad ve Nuzul hakkında ne varsa temel klasiklerden derlendi ve Türkiye’de ilk defa üç konuda bu kadar kapsamlı ve derli toplu eser yayınlanmıştı. Üstelik Merhum Mehmet Şefket Eygi beyin 2008 Ramazan ayında zekat kitaplarının tanıtımını yaparak Fetö ve benzeri “cemaatlere” vermemeleri konusunda uyarıcı yazılar yazması bizi hedef haline getirdi. Tabi biz millet zekatı istismar etmesin diye kitap yazarken içeriden deveyi hamuduyla yutmuşlar.
Neticede Feto bizzat 6 Nisan 2009 tarihinde yaptığı haftalık talimat verme sohpetinde “Tahşiye” ismini vererek polislerini ve istihbaratçılarını üzerimize saldı. O güne kadar hakkımızda hiç olumsuz rapor vermeyen Emniyet İstihbarat raporları bir anda aleyhimize döndü. Sonuç olarak 22 Ocak 2010 günü İstalbul, Urfa, Diyarbakır, Malatya, Elazığ merkezli olmak üzere yaklaşık 30 İl ve İlçede 56 kişi göz altına alındı bunlardan İstanbulda 10 Malatyada 1 Diyarbakırda 4 Elazığda 1 kişi tutuklandı. Bilahare Aksarayda yapılan operasyonda iki kişi daha tutuklandı.
Tutuklananların yarısı yayınevi failiyetlerinden, diğerleri para ilişkilerinden ötürüydü. Çünkü kumpas gereği Şirinevlerdeki eve konulan iki el bombası ve bazı paslı mermiler haricinde dosyada iki konu vardı, birisi parasal ilişkiler, yani mollanın zekat toplama failiyetleri etrafında dönen işler, ikincisi isimsiz imzasız bazı kitapçıklar. Bunlar Esrarname, Cihadname vs. gibi şeylerdi, onun haricinde dosya boştu doğrusu terör örgütü olduğumuz konusunda dosya boş olduğu için el bombaları yerleştirilmişti. Malatya, Diyarbakır ve Aksaray dosyaları ilk duruşmada tahliye oldular, İstanbulda ilk tahliyeler 8 ay sonra geldi Ben, Molla, Hilmi ve Kaplan 17 ayın sonunda tahliye olduk, evine bomba onulan Turgut Yıldırım 4 ay daha kaldı.
Tutuklandıktan sonra molla resmen döküldü, hiçbir suç unsuru taşımayan kitaplarına sahip çıkmadı, kitaplarını tashih ettiğini kabul etmedi, ders yapmadığını ısrarla beyan etti hatta kaset çözümleri için onlar taziyelerdeki nasihatlerimdir dedi. Bize de sakın ders yaptığımı söylemeyin diye ısrar etti. Kitapları ben ve Kaplan üstümüze aldık.
Hapishanede biz her konuda yüzleştik özellikle ismi etrafında dönen Mehdilik iddiası ve para toplama konusu. Mehdilik meselesine her zaman olduğu gibi ben razı değilim Kaplan yapıyor, beni dinlemiyor sözünü dillendirdi, tahliye olduğumuz gün Beşiktaş adliyesinin nezaretinde ben o ve Kaplan bir aradayken konuyu tekrar açtım topu taça atmaya çalıştılar, ben çıkışınca molla, Kaplana bir daha yapmayacağına dair söz ver, yemin et dedi, oda her zamanki gibi rahatlıkla söz verdi yemin etti. Mollada aynı sözü verdi, sözlerinde ne kadar durdukları herkesin takdirine bırakıyorum. Zekat toplama konusunda bir daha asla yapmayacağına dair kasemle söz verdi, fakat hapisten çıkar çıkmaz ilk iş cemaatindeki esnaflara zekatınızı benden başkasına verirseniz sizi helal etmem diyerek tehdit etmiştir.
Devam edecek.
TAHŞİYE YAYINLARI SAHİBİ
FETÖ KUMPASLARI MAĞDURU
MEHMET NURİ TURAN