Bizim bu müjdeleri görmemize vesile olan Sayın Cumhurbaşkanımızla tebrikleşmemizi ve Ayasofya Camiinin açılış gününde hem Bakanlarımız hem de Vekillerimizle tebrikleşmemizden ve sevincimizden ve seksen senedir beklediğimiz bir günün heyecanını paylaşmamızdan ancak İslam ve tarih şuuru olmayanlar rahatsız olur. Ben bu vatanın bir evladıyım ve vatandaşıyım ve herkes gibi böyle bir müjdenin tahakkukuna sevinmem hakkımdır!
Ne orduda ne de devletin herhangi bir kurum ve kuruluşunda bir cemaatin yahut tarikatın örgütlenme denilecek yollara tevessül etmesini fevkalade nefret ve itab ile karşılıyor bunun çok büyük yanlışlıklara sebebiyet vereceğini izah ediyorum! Benim gerek Savunma Bakanımız Muhterem Hulusi Akar Bey ile yahut Genel Kurmay Başkanımız ile onların şahsında ordumuz ile duadan başka bir münasebetim yoktur. Eğer Vatan müdafaasında bir vazife bana terettüb ederse bir canım var onu da seve seve ecdadımın kanıyla sulanmış bu memlekete feda ederim, ordumuzun en geride bir neferi olarak vazifeye hazır olduğumu ilan ederim!
Ben Üstadımızın hizmetinde bulunmak ve meslek ve meşrebini muhafaza noktasından vasiyetle emrettiği hususları yerine getirmekle mükellefim. Bütün Nur talebeleriyle görüşüyorum.
Hasbelkader farklı gruplar olmuşsa da ben şahsen hiçbir gruba dahil değilim.
Üstadımızın dediği gibi Ayasofya’nın açılmasıyla Tayyib Bey iki ordu kadar kuvvet kazanmıştır, yıkılmayacak ve yıkamayacaklardır!